Gün Ayhan Utkan
1 min readOct 3, 2023
Being Lale Müldür
bir gece kaybolunca ezberlerde
tam da rüyanın gördüğü zaferle
ben lale zehra müldür
herkesin içinde eski bir ses
milyarların arasında bir klon
nasıl uyanacağımı bilmediğim o gece
saçlarımdan sökülen rengarenk yörük çadırlar
yayılmıştı ağrı boynumdaki panzehir taşına kadar
ben lisede utangaç birinin sevdiği kız
nihayet rüyasını icat edebilen bir bedeviydim
bulmacada geçtiğim malabadi köprüsü’nden
norduz kuzuları sütlerine yetiştirendim
unutma lale güney güneş’in sağ koludur
orada ne güzeldir benekli benekli nefes almak
ürkmüyordur kuşlar kim bilir sesler neler
why not me lord why not
cebimde bir yıldız haritası
kanın gölgesi alizarin crimson ceketli
sitalarla koştuğum geceydi
yıldıza da her dilde yıldız denilmeliymiş
giyinmiş de ilk defa dışarı çıkmış gece
geçtim kaftan kepenek sularından dünyanın
cenevizli aşık gemicilerin kadınları için
yaktıkları o uğurlu ruh ateşleri
o ham uçurumların
kıyısında sappho sapphoo bağırdım
şimdi ne zaman aklıma gelse
pembe kar melekleri gibi
gelir yanıma uzanır yeniden ölmek için
meşhur asur güneşinin altında kızgın dağlar
çıktım tanrının ellerine dokunacak kadar
bir çocuğun alnı kırışıyordu rüzgarda
mezarlıkta otlar koparıyordu unutulunca ben
kinkaku-ji olmalı bu dedim
tapınaklar avuçta buğday görünüyordu
oysa gördüm p. laurence dunbar yakalı
ispirto kıyafetli rahibeler korosunu
ağızları sıcak gümüşten bıçak
açılmış toprağa yaprak soyuyordu
koptukça kendisini hatırlatan dünya
lady lady ladylord lay mary magdalene
yırtılsın artık
ey çorak terra rossa kalbim
dön artık ey efendi
seni ben doğuracağım