Göreçki üzerine hakkında

İlker Şaguj

Natama Dergi
2 min readSep 1, 2018

I. Mahalli Bir Abuklama

Mizah/ ironi öğesinin şiirde nasıl bir anlam kayması, bozukluk ve benzeri bir işleyiş yarattığının şiirimizdeki en iyi örneklerini veren şairlerden biri de Özgür Göreçki’dir. Mizah, politik bir öğe olarak daha çok karikatürlerde kendine yer bulsa da, bir yerde şiirdeki kadar sivrilemez, kendi başına oldukça yaratıcı iken şairin duyduklarıyla daha uç bir anlam kaymasına erer ve deneysel öğelerle birlikte bu uçluğu her defasında ileri götürerek fazlalaşır. Abuklamalar, dizge kırılmaları, deformasyonlar, çağrışımlar, bozukluklar, deneysel şiirde kendine yer bulan öğeler aynı zamanda mizahı anlamının üzerine de taşır. Anlam kaymalarının yarattığı boşlukta ilerleyen şair, yarattığı kendilik içinde yeni arayışların önünü açar. Göreçki şiirinde bunu sağlayan en önemli öğeler gündelik ve abuklamadır ve aşağıdaki alıntıda geçen ironinin efendisi olmak tabirini şairin bu anlamda yarattığı kendilik olarak kabul edebiliriz:

İroni, şiirin bir noktasında değil, her yerinde vardır ve böylece şiirdeki gözle görülür ironi, ironik olarak yola koyulmuş olur. Bu şekilde ironi hem şiiri, hem şairi özgürleştirir. Ancak bunu gerçekleştirebilmesi için, şairin ironinin efendisi olması şarttır.

Yazının bu bölümünde şairin ilk kitabındaki şiirleri üzerinden edindiklerim ve kitaptaki baskın öğeler üzerinde -yaptığım alıntılarla şairin ikinci kitabına da referans vererek- duracağım.

Şairin 2012’de Pan Yayıncılık tarafından yayımlanan asdasd adlı kitabının yalnızca adına bakarak kitaptan alışılmışın ötesinde şiirler okuyacağımız anlaşılır. asdasd random gülme denen harfler karışığının en ilkel hâlidir; j’lerin, f’lerin, s’lerin, k’ler ve l’lerin bir coşkuyla sıralanmasından farklı bir karışıktır. 2000’ler şiiriyle kendini gösteren deformasyon, somut ve deneysellik arayışı sonrasında birtakım şairlerin şiire taşıdığı ifadelerin sonraki şairler tarafından geliştirildiği günümüz şiiri üzerinden söz konusu edilen bir meseledir. asdasd bu anlamda bir gelişmeyi gördüğümüz önemli kitaplardan biri.

Şairin ilk kitabına bir random gülüş ifadesini ad yapması, şiirimizin giderek daha da uçlaşabildiği bir döneme denk gelse de, bir risktir. Şiire neyin girebileceği neyin giremeyeceği gibi işlevsiz bir düşünüş biçiminin hâlâ mesele olabildiği bir ortamda, şair bunu tınmaz. Göreçki, bilediği biçim ve biçemle bir kendilik yaratmayı başarmış, dikkate değer bir şair. Gündelik dili değil; fakat gündelikte kendine yer bulan ifadeleri, klişeleri, bir kısmımızca bayağı bulunan söylemleri şiire taşıyarak bunun en iyi örneklerini verir. Şiirde üzerine gittiği bozukluk dize ve sözcüklerde, anlamda olduğu gibi adlandırma ve numaralandırmada da kendini açığa vurur:

ne kadar empatiksiniz (s. 14)

kenim de vürt barkadaşlarım ar (s. 23)

şifreleme protokolü: WPA2-PSK (s. 26)

#000000 (s. 27)

8000 g (s. 46)

yürürün with lyrics (s. 70)

Kitabın ilk şiiri açıyor bir haberci, bir çığırtkandır. Kitaptaki şiirleri de ünleyen bu şiir bize diğer şiirler üzerine fikir de verir. Bir şey açılıyordur. Ergin bir çocukçalığın dürtmesiyle toplumsal bir olgu, şairin elinden tezgâha açılır:

Benim de bir oğlum olsa adını Özgür koyardım. Bu, çok mantıklı.

Oğluma, balık ve silah tutmamayı

kadınlara ve iyi davranmayı onlara yani,

bunları elbette öğretirdim. Aramızda lafı olmazdı.

kahrolsun angarya şairin sayrılı abuklamalarla kurduğu şiirlerin katışıksız bir örneği. Bir sonraki şiir vasat iyidir de benzer havayı soluduğumuz ve şairin şiiri hakkında bize fikir veren bir şiir.

--

--

Natama Dergi
Natama Dergi

Written by Natama Dergi

Üç aylık şiir ve eleştiri dergisi

No responses yet