cerahat meselesi
Zeliha B. Cenkci
Mart İkiBinYirmi
Kurtuluş Son Durak-İki
Sürmekte Şiir
Anons: Cennetimizin Nüfusu Taşmakta
Konut fazlalığı rahatsızlığı
Çağımızın neşesini esir almakta
Kendine açılan bahçeleriyle bu köşkler
Onların mavi demirleri
Anlam devşiriyor eski kelimelerden sözlükteki
Nemlendiriyor derisini
Siz, ölü, sterillerin
Sesinden, ta içinden şehrin
Beyazmaskesi bakterili, soysuz bir huri sesleniyor
Ey mühürsüz peygamberim dediği bileklerinden
Onun
Hilekâr ve ıslak ve ANCAK gezegenler pırıldıyor
Rabbine savaş açtıkça yıldızsız geceleyin
Soruyor durmadan durmadan Soruyor
O meşhur deliliğin, nerede delilleri?
İlahi
Kim Kurtuluş’a erdirirdi o ve onun gibi olanları?
Nasıl Kurtuluş’a erdirirdik biz ve bizim gibi olanları?
Nasıl tekerlekli seferler düzenlerdik yazları, doğrucana,
O beyaz portakal tarlalarına?
Bir çelme darbesinde incinir mi sahiden belimiz?
Raks edemez miydik ateşadalardan incebelli ranzalara,
Birbirinden şık niş dekorlardan yatakhane sabahlarına
Bir kayayı düşünelim hadi, hani, devrilemez miydik?
Bizi kimse mi ittirmemişti kaydıraktan aşağı?
Hiç mi kanamadı alnımız bir salıncaktan daha kırmızı?
Parklar ve çiçekler yordu bizi, ah o, o boyları devrilesi…
Reklam: Kıyamet Öncesi Günler A.Ş. Üretim Zinciri
Çantamda ne var?
Kayısı, nar, portakal,
Domates, soğan, pancar
Suların karışımında şifa bulmak derdi
Mışıltılı bir gecenin içinde şuursuzca,
Bir yok oluşa sebep olmanın verdiği
O ince zevki hangi omuz daha çok taşır?
Bu saatlerde metro var mıdır?
İşgal neşemizi gören duyan var mıdır?
Masada çürük nergis, şifasız zencefil,
Tatsız fakat saygın antipati
Şansı tükendi zambak peygamberlerin,
Bir zaman bütün Süleymanların tükendiği gibi.
Benimle Alakalı Binlerce Gerçekten Yalnızca Biri: Çatlıyordu Ar Damarım,
Hırçın bir serseri bir yalancı şahit bir nemrut gibi
Pahalı halılardan Cihangir’de bir balkona, az daha, eğiliyordum…
Emindim kendimden!
Kalkıyordu neyi gizlediği bilinmez perde gözlerimin önünden!
Korkmuştum bu erken kıyametten!
Hiç bitmeyen o dere gürültüsünü yerinden eden,
İnşaat, ambulans ve kavga seslerinden!
İlkel topluluklarda gece ayini garip kesişim kümesi
ah zaman dar
kaçasın gelir, korkasın gelir…hiç zaman kaybetme vur onları diyenler var
biz onurlu yaratıklardık
ahengi el vererek yarattık
sıkardık kahverengiden kızıla bir kan portakalını arsız
midemiz bir kubbe gibi yassı yarış hayvanları umarsız
sabırsız delikanlının satırsız sırtında kararsız
miraç biziz biz miraç uçtuk gökyüzüne apansız
yeri yer doğurdukça inimize gerisin geri kaçtık
,aslanın ağzı açık ve gülseminler
.efkarlı bakakaldı ardımızdan
…bir kova su bile dökmediler
sürdüm gözlerini gözlerime
söyleminden aktı gözlemim
adeta cennetten bir pırıltı sözlerin
uçurumdan kayalıklara bir saniye bile düşünmeden atlayan kimdin?
bir rüya mıydın in miydi cin miydi sebebin?
ölü evi hapları, unutulan takma dişler, sakinleştiriciler, merhaba! dedin
evlat edindik dünyanın bütün havuztopu çocuklarını, merhaba! dedin
birine Mazi birine Hayat demedin o mutant suretli çocukların
allah razı olsun onlara sebep olandan dedin ama kimbu sendin
:Nasıl da Heyecanlıyım Daha Yeni Başlıyoruz Hayata
Bulutsu gelecek devamı peygamber develerinin
II.