Ah Muhsin Ünlü’nün kapıları

Öztekin Düzgün

Natama Dergi
3 min readAug 5, 2018

bütünlüğünde var olduğunu anlattığı Enel Hak! söylemi de bu minval üzeredir.

Dil, hangi durum/konu/kavram hakkında güncellik barındırıyor ve kendi anlatım alanını genişletiyorsa, bu durum/konu/kavram alanının güncellikten kopmadığını ve bir şekilde kendine yaşam alanı açtığını, belki de dilin içine saklanarak bunu becerdiğini anlayabiliriz. Dilin geçmişe ya da tarihe dönük kullanımı, onun tekrar ele alınması anlamına gelmekle birlikte, onu şimdiye taşımak için bir uğraşı olarak da algılanabilir. Dolayısıyla herhangi bir şiirde anlatılmaya çalışılan ne ise, bir şekilde dilin sınırları altında kalmayı kabul etmekte zorlanır. Temel anlatısı, kendine sırlardan oluşan bir alan yaratmış olmasının rahatlığıdır. Bu perspektifle Ah Muhsin Ünlü’nün aşağıdaki şiirini ele alalım.

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN HALLAC-I MANSÛR

Öğrenciydi.

Bir kıza aşıktı

Ve aynı zamanda başka bir senaryo üzerinde çalışıyordu.1

Filmlerinden, şiirlerinden ve belki de yaşamından kaynaklı Alevilik’e, melâmete ve aslında genel olarak heterodoksiye yöneliminin olduğunu gördüğümüz şairin bu şiirini de yine böyle bir kaynaktan beslenerek yazdığını okumaya çalışacağız.

Dergâhlar2 işleyiş biçimleri dolayısıyla ya çok çatık kaşlı ya da abartılı bir istenç üreten yerler olarak görünmektedir. Buralarda bir öğretim programı diyebileceğimiz, öğrencinin (mürid) ve hocanın (mürşid) aktif zihinsel süreçlerini destekleyen düşünce odaklı bir kurallar silsilesi oluşturan ve kökü taaa Hâce Bektaş-ı Velî’ye kadar dayandırılabilinen bir program işlemektedir. Bu işlerliğin en nihayetinde Alevilik’te temel olan, dinler üstü bir öğretiye varırız: Dört Kapı Kırk Makam. Şair, bu şiirinde Dört Kapı Kırk Makam olgusunun kendisini anlatmaktadır. Şiirin, başlıkla beraber dört satırının olduğunu ve bu satırların kimi anlamlarla geldiğini, şiire bir de şöyle bakmakla anlayabiliriz:

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN HALLAC-I MANSÛR > (ŞERİAT ; Beloğlu)

Öğrenciydi > (TARİKAT ; Yoloğlu)

Bir kıza aşıktı > (MARİFET ; Baba)

Ve aynı zamanda başka bir senaryo üzerinde çalışıyordu > (HAKİKAT ; Mürşid)

Şeriat kapısında insan Beloğlu’dur. Giriş kapısıdır Şeriat. Kişi bu kapıdayken aslında doğmak üzeredir. Dolayısıyla kendini forma hazırlamakla meşguldür. Forma girmek için uğraşır. Semavi dinlerin gerekliliklerinin yapılacağı tek kapı, bu kapıdır. Yani namaz kılmak gibi; kiliseye gitmek gibi şerri gerekliliklerin yapıldığı kapıdır. Dinin girişidir. Ritüellerin yapılışı, kişinin davranışı ya da giyimi üzerinden hangi dine; topluluğa ait olduğunu gösteren kapıdır. Ah Muhsin Ünlü’nün şiirinde başlığa tekabül eden bu kapı, şiirin yorumlanışını ‘Hallac-ı Mansûr’ kişiliğini içinde barındırması hasebiyle bize kendini hatırlatır. Çünkü Hallac-ı Mansûr gibi heterodoks bir kişiliğin; Enel Hak!3 düşüncesinin devamında ortadoks/sünni düşünce tarafından öldürülmüş bir kişiliğin; en nihayetinde tarihi bir kişiliğin, postmodern zamanların yaşandığı bir dönemin şiirinde kendine başlıkta yer bulması, şiirin gidişatının da bu zemin üzerine kurulacağını göstermektedir.

Biz herhangi bir şiirden bahsederken, aslında şiirin adından başlarız konuşmaya. Genel olarak hayat da böyledir. Her şey adıyla başlar. Giriş addır, Şeriat gibi.4 Sırrı ayan ettiği için yol ehilleri tarafından ‘geveze’ olarak da anılan Hallac-ı Mansûr’un bir şiirin başlığında yer alması, hem de ‘Yeni Başlayanlar İçin’ gibi bir sözün ardında bulunması, şiire ve asıl meseleye girişin simgesi olarak görüldüğü ve bu perspektifle şair tarafından işlendiği de ortadadır.

Tarikat kapısında insan Yoloğlu’dur, yoldadır. Öğrenmeye başlar. Önüne çıkan herhangi bir durumu kavramsallaştırmak için uğraşır ve boyuna soru sorar. Kişinin kibirlenmeden tartıştığı ve kendini de yavaş yavaş var kıldığı bir kapıdır bu. Aklını, bütün akıl edimlerini yok etmek ve Hakikate daha sağlıklı gitmek için kullandığı ve aslında bunların hepsini öğrenmek için uğraşı verdiği kapıdır bu. İnsan bu kapıda tam anlamıyla öğrencidir. Şeriat kapısının ele aldığımız şiirde başlığı simgelediğini belirttiğimize göre, şiirde başlığın hemen altında bulunan ‘Öğrenciydi.’ Kullanımının da Tarikat kapısını imlediğini ifade etmekten geri durmayalım.

--

--

Natama Dergi
Natama Dergi

Written by Natama Dergi

Üç aylık şiir ve eleştiri dergisi

No responses yet