şey divanı
Ahmet Keskinkılıç
Şeye çıplak girişen yarım açık ağızdan dökülü ses
Bu gözle ne görülür bu kalple ne durulur tam burada
Ağla görgülü bırakılmışlığın gölgesinde
Şeye çıplak girişen yarım açık ağızdan dökülü sese ver kulluğunu
Dinle iniltiyi kutsal kutsal
Orasın şimdi depdeğişik bir afrika
Burdan sana dudağım patlasa şeye çıplak çarparak
Üstünü örttüğüm cinayetlerin
Kin kin otopsisi
Dağılalım şakaktan ben duvara körelti sabit
Şeye çıplak çıkarak
Tersten engerek dilimlenmiş çatal kara oğlan
Ağzımda dişlenen öfkeyi kusarsam
Çatlar taşşş diye suya düşengeçkalkmışlıklar.
Şeye çıplak bakarak görettiğim şenlik patlayan
Fiil olarak ellerini sararsam renk vermem
Bana başlama ben şeye çıplak negatiflerini banyoda unutmuş kessik bilet ki
Tüm gülümsemeleriyle dikenli
İçim dediğim esrik taşra
Mıhtır bu bu çividir bu naldır bu cesettir
Apansız düşen yere şeye çıplak dambıllar gibi gürültülü
Eczanemi kaldır.
Şeye çıplak örtüklüğü taşıyamaz gitmekler
Laftır edilir kaburgadır taaburda kırılır barrdakk diye
Hem zemin asfaltlar beni gittiğin yere
Şeye çıplak dalmanın cezasını suçladım
Burada yaprak vardı bir zamanlar bir zamanlar
Akıl yürüttüm karadan dedim benim şu tarafa denizlenmem lazım
Kurudum şeye çıplak girmenin h0znünü
İşte bu erguvandur bu menekşedir kokmaz
Bu takvimdir hep doğruya illettir
Göster günümü.